Libya’da ‘göçmen köle’ ticaretinin önüne neden geçilemiyor?
Libya üzerinden Avrupa’ya geçmeye çalışan göçmenler, bölgede insan ticareti yapan mafya tarafından kaçırılmasına rağmen Libya hükümeti duruma henüz müdahale etmiş değil. Sputnik’in özel araştırmasına göre insan ticareti yapan kaçakçıların elindeki rehinlerin ailelerinden yüklü miktarda para istendiği, hatta kaçakçılara aynı kişi için birkaç defa fidye ödeme gerçekleştiren ailelerin bile olduğu ortaya çıktı.
40 yaşındaki Cezayirli Amani Ahmad ve beş arkadaşı, Mayıs 2021’de yasadışı yollarla Avrupa’ya geçmeye çalışırken insan ticareti yapan bir çete tarafından kaçırıldı. Kaçakçılar, Cezayirlileri gizlice İtalya’ya ulaştırma sözü verdi. Fakat söz konusu geçiş için kaçakçıların talep ettikleri 350 doları ödemelerine rağmen göçmenler, Libya’nın Cezayir sınırındaki Gadames’e bırakıldı.
İtalya toprakları yerine Gadames’e bırakılan göçmenler, sonrasında çölden geçirilerek Libya topraklarında bilinmeyen bir bölgeye götürüldüler.
Ahmad ve arkadaşları, bu bilinmeyen bölgede bir kampa yerleştirildi. Hepsi farklı ülkelerden yaklaşık 500 kişi ile birlikte aynı kalan Ahmad ve arkadaşlarının kamptaki diğer kişilerle tek ortak yanları vardı: Yasadışı yollarla Avrupa’ya geçmeye çalıştıkları sırada Libya’da insan kaçakçılarının eline düşmek.
Cezayirli göçmen Ahmad, yaklaşık 5 ay boyunca bir çeteden diğerine satılarak adeta ‘el değiştirdi’. Bölgedeki Siburata, El-Zaviye ve diğer kamplarda kaldı.
Ailesi, Amani Ahmad’ı iade edebilmek için toplamda yaklaşık 3 bin euro birkaç fidye ödemek zorunda kaldı.
Fidye miktarı bu kadar yüksek olmasının nedeni, Ahmad’ın yanına verilen ‘refakatçi’. Bu para karşılığında Ahmad, serbest bırakıldıktan sonra, diğer çeteler tarafından tekrar esir alınmasın diye Cezayir’e ‘refakatçi’ eşliğinde getirildi.
‘Piyasada’ sadece bin euro talep eden kaçakçılar da mevcuttu ama ailenize geri dönebileceğinize dair herhangi bir garanti vermiyorlar.
Cezayirli Amani Ahmed’in göç yolunda başına gelenler ilk değil. Libya’nın eski İçişleri Bakanı Salih Recep, insan ticareti ve yasadışı kampların, 2011 yılında iç savaş patlak verdikten sora Muammer Kaddafi’nin devrilmesiyle birlikte ortaya çıktığını belirterek bu konuda şu değerlendirmede bulundu:
“2018 yılında Libya savcılığı, insan ticareti ve bu süreçle ilgili diğer suçlardan 205 kişi için tutuklama emri çıkardığını bildirdi. Artık güvenlik güçlerinin ve bazı yetkililerin mafyayla işbirliği yaptığı biliniyordu. Mahkeme süreci hâlâ devam ediyor.”
Arap İnsan Hakları Örgütü Libya Genel Sekreteri Abdel Monayem al-Zayedy fidye miktarıyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Genelde oldukça büyük bir rakam olan ortalama bin 500 dolar fidye talep ediliyor. Kaçakçılar fidye miktarını, tutsağın fiziksel durumuna ve ailesinin refah düzeyine göre belirliyor. Yine de nihai tutar müzakereye tabi. Çeteler, esir aileye teslim edildiği son ana kadar miktarı artırmaya çalışıyor. Esirler ancak Libya sınırını geçtikten sonra kendini tam güvende hissedebiliyor”
Faslı insan hakları savunucusu Fatima Boughanbour, 2016’dan bu yana bin 500’ten fazla Fas vatandaşının Libya’da kaybolduğunu belirterek, “Onlar köle yapıldı veya sınırı yasadışı yollardan geçmeye teşebbüsten devlet cezaevlerine gönderildi ya da Avrupa’ya geçmeye çalışırken Akdeniz’de boğuldular” ifadesini kullandı.
Libya mafyasını kimler koruyor?
Birleşmiş Milletler (BM) uzmanları, Şubat 2018’de BM Güvenlik Konseyi’ne sundukları raporda, Libya’da insan kaçakçılığında önemli artış olduğunu vurguladılar. Ayrıca Libya’da güvenlik güçleri ve kaçakçılar arasında gizli anlaşma olasılığı konusunda uyardı.
Bu yöndeki kuşkular Libyalılar tarafından da doğrulanıyor. Eski Libya İçişleri Bakanı Salih Recep, güvenlik güçleri temsilcileri ve köle tacirleri arasında gerçekten de gizli anlaşma olduğunu belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu gerçeği inkar edemeyiz. Maalesef mafya ve güvenlik güçleri temsilcileri arasında bağlantı sorunu var. Ama bu sorun sadece ülkemize özgü değil. Bu eğilim, zayıf yönetim ve karmaşık iç duruma sahip tüm ülkelerde gözlemleniyor. Bu bağlantılar 2011’den beri gelişiyor ve hükümet halâ durumu değiştirecek güçte değil.”
Abdel Monayem al-Zayedy, “Düzensiz Göçmenlik Bürosu ve Sahil Güvenlik çalışanlarının çoğu, hem hızlı para kazanmak hem de devletten para almak isteyen genç insanlar. Onlar her zaman İçişleri Bakanlığı’na tabi olmuyor ve sıkça insan taciri mafyalarla gölge oyunları oynuyor. Aslında onlar güvenlik güçleri mensubu değil, sadece nasıl olursa olsun daha fazla para kazanmak isteyen siviller” dedi.
Libya’nın doğusundaki Düzensiz Göçmen Bürosu Rafi al-Barghouty, elindeki verilere göre, ülkenin doğusunda göçmen hakları ihlallerinin kaydedilmediğini belirterek, “Sirte’den doğu sınırına kadar böyle kampların veya emsallerin olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Durumu kontrol altında tutuyoruz. Belki de Libya’nın batısında benzer emsaller yaşanıyor olabilir, ama bu bölgeyle ilgili hiçbir bilgim yok. Düzensiz göçmenleri tespit edince yasalara uygun hareket eder onlara ilk yardım sağlıyoruz, sonra ülkelerindeki göç servisleriyle irtibata geçerek onlara teslim ediyoruz. ” açıklamasında bulundu.